Su dağıtım sistemleri bakteri, virüs, mantar, yosun, aflatoksin küf ve biyofilm tabakası gibi zararlı organizmalara ev sahipliği yaparken ve sağlığı tehdit etmektedir. Bu risklerden en büyüğü Legionella bakterisidir.
Türkiye’de şehir şebeke suları ile ilgili en önemli risklerden birisi Legionella ve benzeri virüslerdir. Legionella bakterisinin tespit edildiği vakalar, tedavi edilmediklerinde % 10 - 40 arası ölüm ile sonuçlanabildiği görülmektedir.
Legionella su dağıtım sistemleri, otel, hastane, kondansör, evaporatör ve soğutma kulelerinde gelişerek çoğalabilen ve insanlarda enfeksiyona neden olan bir mikroorganizmadır. Genellikle biyofilm tabakalarında yaşar ve çoğalırlar.
Biyofilm tabakası ölmüş bakteriler gibi organik ya da inorganik her türlü madde ve kalıntının sert yüzeylerde oluşturduğu tabakadır. Bu tabaka bakterilerin barınma ve çoğanmasını sağlar.
Su borularına yerleşen biyofilm sayesinde çoğalan bir bakteri olan legionella bilinen kimyasallar ile temizlenemediği için sinsi bir tehlikedir.
Legionella virüsü su akışının çok az olduğu ya da olmadığı ortamlarda, su tanklarının ve su borularının iç yüzeylerindeki biyofilm tabakalarında yaşarlar. Klorun biyofilm tabakası içine girişinin çok zayıf olması ve biyofilmi çözmemesi nedenleriyle, klorlu bileşikler bu bakterilerin üremesini ve çoğalmasını engelleyemez. Klasik dezenfektan ya da temizlik yöntemleri ile biyofilm tabakası yok edilememektedir.
Mevcut mücadele yöntemleri olarak klorlama, klor dioksit, hidrojen peroksit, sentetik bakteri öldürücüler, ozon, katalize edilmiş oksijenli su, filtreleme, ultraviyole ışınlar ve işıl işlemler gibi yöntemler kullanılmaktadır.
Fakat bu yöntemlerin oldukça fazla yan etkileri ve etkili olamama gibi dezavantajları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; Legionella işlemi için yüksek dozlar gerekmeksi, halometan oluşumu, şiddetli korozyon, biyofilm tabakalarında yetersiz etki, su durgun olduğunda yetersiz etki, yüksek maliyetler, suyun tadı ve lezzetinin değişimi, aşırı uçucu ve zehirli olması, depolamadaki riskler olarak sıralanabilir.
Vücudumuzda bulunan akyuvar adı verilen hücreler, bakteri ve virüslere karşı mücadele ederken Hipokloröz Asit (HOCl) adı verilen bir madde üretir. Bu madde doğada bilinen en geniş ve etkili spektrumu olan biosittir. Zayıf asidik özelliği sayesinde tahriş edici özelliği ve insan sağlığına zararı yoktur. Dolayısıyla insan vücudu en iyi dezenfektanı zaten üretmektedir.
İnsan vücudu herhangi bir mikrobiyal saldırıya maruz kaldığında 1 Nötrofilin 0,1 Um Hipokloröz Asit üretir ve bu miktar 1 dakika içerisinde 15 milyon kolibasili öldürdüğü bilimsel olarak ispatlanmıştır.
ECA (Elektro Kimyasal Aktivasyon) teknolojisi, sadece tuzun ve suyun, elektrokimyasal hücrede elektrolizi ile % 100 doğada çözünebilen TC Sağlık Bakanlığı, FDA, Dünya Sağlık Örgütü ve UNESCO tarafından onaylı Hipokloröz Asit (HOCl) üretmeye yarayan patentli bir teknolojidir. Bu teknoloji ile en iyi dezenfaktör olan Hipokloröz asit (HOCI) en ekonomik yolla sadece tuz, su ve elektrik kullanarak üretimini sağlıyoruz.
Avantajları;
Uygulanan voltaja bağlı olarak, su içerisindeki çözülmüş pozitif yüklü iyonlar anota, negatif yüklü iyonlar da katota gider. Bu sırada oluşan kimyasal reaksiyon ile değişik maddeler ortaya çıkar, bunlardan katot tarafında toplanan maddelere katolit (Catholyte), anot tarafında toplanan maddelere anolit (Anolyte) adı verilir.
Katolit, yüksek bir alkali solüsyondur, çok yüksek yağ çözücü ve emülgatör özelliği olan güçlü bir temizlik ajanı, yani deterjandır.
Anolit, HOCl (Hipokloröz Asit) bakteri, virüs, küf, mantar gibi bilinen tüm patojen mikroorganizmalara karşı etkili, bilinen en güçlü dezenfektanlardan biridir.
Tıbbi cihaz ve sağlık ürünleri konusunda deneyimli, girişimci, eğitimli ve çözüm odaklı takım arkadaşlarıyla, çevreci ve ekonomik çözümler üreten, Sidal Sağlık Teknolojileri A.Ş., en iyi hizmeti ve müşteri memnuniyeti ilkesi ile sadece Türkiye’de değil, Dünya’nın birçok ülkesinde de adından başarı ile söz ettirmektedir.
SUYA HAYAT VERİYORUZ...
Sidal Ürün KataloğuHipokloröz Asit (HOCL) diğer yöntemlerle kıyaslandığında yaklaşık 100 kat daha etkili olduğu bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır.
Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda Hipoklorüz Asit'in, diğer 100 kat daha fazla konsantrasyonlu NaOCl’e ve 10 kat daha konsantre CHX’e göre zararlı organizmaları yok etmede daha iyi etki gösterdiği saptanmıştır.
HOCL uygulaması sonrası su boruları içinde biyofilm tabakasının oluşumunu önlediği, oluşmuş tabakayı çözerek su sisteminin taşıyacağı hastalıklara mani olduğu saptanmıştır. Böylece drenaj suyunun temiz kalmasıyla birlik bakım giderlerini de azaltmaktadır.
Diğer kimyasalların aksine insan sağlığına zarar vermeden havadaki biyolojik kirliliği de önlemektedir.